“Erkekler Neden Aldatır? Aldatılan Kadın Ne Yapmalı?”
Erkekler neden aldatır? Sorusunu yanıtlamaya çalışalım. Ama ondan önce biraz sizin duygularınıza bakalım. Aldatıldınız ve canınız çok yanıyor. Bugün bunu konuşacağız bu yazı aracılığıyla. Aldatmak, ilişkinin yıkılmasını göze almak demektir. Nasıl oldu bunu göze aldı? Beni kaybetmeyi nasıl göze alabildi? Şeklinde şaşkınlık yaşıyorsunuz, muhtemel. Aldatılmak, bireyin duygusal dünyasında büyük bir depreme neden olur. İlişkideki sadakatsizlik, sadece bir güven ihlali değildir. Aynı zamanda geçmiş yaşantılarla bugünkü deneyimler arasında kurulan bağların da yıkılmasıdır. Aldatmak, ilişkinin görünen tarafında ihanet olarak değerlendirilse de, aldatmanın aslında kökeni çoğu zaman çok daha derin, hatta bilinçdışı süreçlerle bağlantılıdır.
Bu yazıda aldatma nedenleri, aldatılan kadın ne yapmalı, erkekler neden aldatır, eğer bir çift yeniden güven inşa etmek isterse güven nasıl yeniden kurulur gibi sorulara birlikte yanıt arayacağız.
1. Aldatma: Bilinçdışının Sessiz Çığlığı Olabilir
Aldatma, sıklıkla yalnızca bir cinsel arayış ya da heyecan ihtiyacı olarak görülür. Oysa sadakatsizlik çoğu zaman bireyin çocukluk döneminde şekillenen bağlanma biçimleri, bastırılmış öfke, değersizlik duyguları ve derin yakınlık korkularıyla ilişkilidir. İçinizden hakaretler savururken şimdi nerden çıktı bu çocukluk meselesi diyor olabilirsiniz, çok haklısınız. Canınız yandı, aldatıldınız ve belki de siz de can yakmak istiyorsunuz.
İnsanlar, erken dönem ilişkilerinde (özellikle anne-baba figürleriyle olan bağlarında) öğrendikleri ilişki örüntülerini erişkinlikte tekrar etme eğilimindedir. Bu tekrar, çoğu zaman bilinçdışıdır. Örneğin, çocukluk döneminde sürekli onay bekleyen ya da sevgisiz bırakılan biri, yetişkinlikte partnerinden gördüğü ilgiyi içselleştiremeyebilir, sevildiğini hissedemeyebilir. Bu da “Başka yerde tamamlanma.” arayışına yol açabilir. Elbette bu aldatmayı haklandırmaz, meşrulaştırmaz. Biz bu yazıda sadece neyin neden olduğunu anlamaya çalışalım.
2. Erkekler Neden Aldatır?
Toplumsal olarak erkeklerin aldatma davranışı çoğu zaman cinsel ihtiyaçlarla ilişkilendirilse de, psikodinamik ekol açıdan bu davranışın temelinde duygusal kırılganlıklar yatabilir. Erkekler neden aldatır? sorusuna şu açıklamalar getirilebilir:
-
Narsistik Doyum Arayışı: Yeterince değerli ya da görülmüş hissetmeyen bireyler, başkalarının ilgisiyle eksik benlik değerini beslemeye çalışır. Durum böyle olunca ne kadar çok kişiden ilgi, sevgi ve yakınlık görürsek o kadar değerli hissederiz. Ama ne kadar çok ilgi görürsek görelim yine de bu bize yeterli gelmeyecektir.
-
Yakınlık Korkusu: Gerçek bir duygusal bağ kurulmaya başlandığında, terk edilme ya da incinme korkusuyla birey ilişkiden duygusal olarak uzaklaşabilir. Bu kaçış sadakatsizlikle sonuçlanabilir. Yani sevgiliniz veya eşiniz size daha fazla bağlı hissetmemek için aldatma yoluyla kendini korumaya çalışıyor olabilir. Ama tekrar altını çizmek istiyorum, bu açıklamalar aldatmayı haklandırmak için değil, anlamak için.
-
Bastırılmış Öfke ve İntikam: Geçmiş kırgınlıklar ya da partnere yönelik dile getirilemeyen öfkenin dolaylı bir dışavurumu olarak aldatmayı görebiliriz. ‘’Sen beni acıttın, ben de seni acıtacağım.’’ Şeklinde bir ihtiyaçla aldatma gerçekleşebilir.
Bu davranışlar, yüzeyde sadakatsizlik gibi görünse de, temelde benlik bütünlüğünü korumaya çalışan savunma mekanizmalarıdır.
3. İlişki Dinamikleri ve Tekrarlayan Örüntüler
Her ilişki, iki ayrı psikolojik geçmişin kesişim noktasıdır. Bu nedenle aldatma, yalnızca bireysel dinamiklerle değil, çiftin ortak oluşturduğu ilişkisel yapı ile de ilgilidir. Çiftler, farkında olmadan çocuklukta edindikleri bağlanma kalıplarını birbirleri üzerinde tekrar ederler. Duygusal mesafe, ilgisizlik, kontrol ihtiyaçları ya da değersiz hissetme gibi dinamikler, taraflardan birini ilişki dışına yönlendirebilir.
Psikodinamik açıdan, aldatma çoğu zaman çözülmemiş çatışmaların bir belirtisidir. Bu nedenle sadece “neden aldattın?” sorusu değil, “bu ilişkide neyin tekrarlandığı” da sorgulanmalıdır.
4. Aldatılan Kadın Ne Yapmalı? Duygularla Yüzleşmenin Gücü
Aldatılan kadınların sıklıkla yaşadığı duygular; değersizliktir ve aşağılanmadır. Ve çok doğal olarak kişiler büyük bir acı hissederler. Ancak bu duygular, sadece bugün ihanet sonucu ortaya çıkan duygular olmayabilir, geçmişten gelen benzer deneyimler de kişinin aklına gelince çok daha ağır bir yas dönemi ortaya çıkabilir. Örneğin, çocuklukta terk edilen ya da ikinci plana atılan biri için, partnerinin sadakatsizliği, tüm yaşam öyküsünün yeniden canlanmasına neden olabilir.
Aldatılan kadın ne yapmalı?
-
Duygular bastırılmamalı: Kızgınlık, utanç, öfke ve kırgınlık normaldir. Ancak bu duygularla kalabilmek, onları anlamlandırmak ve ifade edebilmek iyileşmenin ilk adımıdır. Lütfen duygularınızı bastırmayın ağlayın, tutmayın kendinizi, çünkü gerçekten çok zor bir şey yaşıyorsunuz.
-
Hızlı karar verilmemeli: Yeni bir ilişkiye başlamayın. Dürtüsel kararlar yerine, yasınızı tutun. Duygularınızın kaynağını fark etmeye çalışın.
-
Kendi hikayenize dönün: “Bu olay bana neyi hatırlattı?” sorusu, geçmişte çözülmemiş yaraların izini sürebilmek için önemlidir. Bunu şunun için söylüyorum; eğer yas dönemi çok uzadıysa ve bir türlü aldatmanın etkisi üzerinizden kalkmıyorsa, yeni bir ilişkiye bir türlü başlayamıyorsanız, kendi çocuk hikayenizde çalışılmanız gereken bir takım noktalar var demektir. Yoksa elbette ayrılığın yasını, aldatılmanın yasını yaşamamız çok normaldir, bu bir süre devam edecektir.
5. Sadakatsizlikten Sonra Güven Yeniden Kurulur mu?
İlişkide güvenin yeniden inşa edilmesi, ancak her iki tarafın da kendi içsel süreçleriyle yüzleşmesiyle mümkündür. İhanet, yüzeyde bir olay gibi görünse de, psikodinamik açıdan çoğu zaman geçmişten bugüne taşınmış yaraların bir patlamasıdır.
-
İnkâr değil, içgörü gerekir: “Bir hata yaptım” demek yeterli değildir. Neden böyle bir davranışın ortaya çıktığını anlamaya yönelik gerçek bir çaba olmalıdır, kişi kendi terapisinden geçmelidir.
-
Çift terapisi desteği: Çiftlerin ortak bilinçdışı dinamiklerinin analiz edilmesi, tekrarların önlenmesi ve ilişkide duygusal yakınlığın yeniden kurulması açısından kritiktir.
-
Sınırların belirlenmesi: Sağlıklı sınırlar, ilişkide hem bireysel alanı hem de ortak alanı tanımlar. Bu, güvenin temelidir.
Sonuç: Sadakat, Bir Seçimdir.
Sadakat, sadece dışsal bir davranış değil; bireyin kendi iç dünyasıyla kurduğu ilişkinin bir sonucudur. Duygusal olarak bağ kurabilen, geçmiş kırılmalarını tanıyıp iyileştirmeye çalışan bireyler için sadakat, içsel bir tutarlılıktır.
Aldatma, çoğu zaman “kişisel bir kriz” değil; bir “ilişki krizi”dir. Ve bu kriz, ele alındığında her iki birey için de derin bir büyüme fırsatına dönüşebilir. İçgörü ile bu süreçte hem bireysel hem de ilişkisel dönüşüm mümkündür.
https://nisantasipsikolog.com.tr/aldatilmanin-psikolojik-etkileri-nisantasi-psikolog/ bu yazıda aldatma üzerine konuştuk, dilersen bu yazıya da göz atabilirsin.
Şefkatle kal.
Dolunay Zümrüt ÇETİN
Nişantaşı – İstanbul
Bir yanıt yazın