Eşimle Küstük Ne Yapmalıyım?

‘’Eşimle küstük, ne yapacağımı bilemiyorum.’’  diyor olabilirsin. Küsme davranışına birlikte daha yakından bakalım.

Mesela diyelim ki bir kadın, eşi onun anlattığı bir şeyi dinlemediğinde hemen içine kapanıyor, konuşmamaya başlıyor. Burada mesele sadece “anlatılanın dinlenmemesi” olmayabilir. Elbette dinlenilmemek sinir bozucudur fakat bunun yanında küsme davranışında, kişinin kendi çocukluk yaşantıları da etkilidir. Kadın belki de çocukken hep arka planda kalmış, sesini duyuramamış, önemsenmemiştir. Eşi onu dinlemediğinde, bu eski duygular yeniden tetiklenir. Bu yüzden kızar ama bu kızgınlığı doğrudan ifade edemez; bunun yerine susar, küser.

Ya da bir adam düşünelim, eşi ona bir konuda eleştiri yaptığında hemen uzaklaşıyor, soğuyor. Belki de bu kişi, çocukken hep ” sen bir işi beceremiyorsun, yetersizsin”, “beceriksizsin” gibi sözler duymuştur. Eşinin eleştirisi, ona bu eski sözleri hatırlatıyor olabilir. Gerçekte eşine değil, yıllardır içinde taşıdığı bu değersizlik duygusuna öfkeli olabilir. Ama kişi bunu fark etmeden içine kapanır, küserek kendini korumaya çalışır.

Küsme Davranışının Psikolojik Temeli:Öfke 

Küsme davranışının arkasında yatan temel duygu çoğunlukla öfkedir. Birey, benlik saygısının zarar gördüğünü düşündüğünde, bu durum zihninde bir engel olarak algılanır.

Küsme davranışı, aslında kişinin içsel öfkesini dışa vurduğu pasif-agresif bir stratejidir ve çoğu zaman, öfke kontrol problemleri ile bağlantılıdır.

Küsme bir iletişimsizlik ya da kırgınlık gibi görünse de, daha derin bir içsel çatışmanın işareti olabilir. Ancak bu öfke çoğu zaman doğrudan ifade edilemez. Çünkü erken dönem yaşantılarımızda, özellikle çocuklukta, öfke duygusunu ifade etmek ya yasaklanmış ya da sevgi kaybı ile eşleştirilmiş olabilir. Bu nedenle kişi, öfkesini doğrudan ortaya koymak yerine, küsmek gibi daha pasif-agresif yollarla dışa vurur.

Daha derine inildiğinde, öfkenin ardında genellikle incinmişlik, sevilmeme korkusu, değersizlik hissi gibi daha hassas duygular yatar. Eşin davranışı sadece bir tetikleyici olmuş; ama asıl duygu, çok daha eski bir yerden, belki de çocuklukta yaşanan benzer bir hayal kırıklığından gelmiş olabilir.

Küsme davranışı, sadece “anlık bir tepki” olarak değil, kişinin iç dünyasındaki karmaşık duygusal örüntülerin bir yansıması olarak ele alınmalıdır.

Öfke Kontrol Problemi ve Küsme Davranışı

Küsme, bazen de karşı tarafı cezalandırma ya da kontrol etme yolu olarak kullanılır. Örneğin biri, eşi kendisiyle ilgilenmediğinde ona günlerce küser. Böylece “Beni ihmal edersen ben de seni yok sayarım” demek ister. Bu, bir tür sessiz mesajdır ama konuşulmadığı için sorun çözülmez, sadece birikir.

Zamanla bu tür küsmeler, ilişkiyi zedeler. Çünkü asıl dert konuşulmaz, bastırılır. Oysa kişi, içindeki bu eski yaraları fark edip, duygularını açıkça ifade etmeye başlarsa hem kendini daha iyi tanır hem de ilişkileri daha sağlıklı hale gelir.

Öfke, bağırma, hakaret gibi saldırgan davranışlarla dışa vurulabilir fakat bazı kişiler de öfkelerini daha sessiz ve pasif bir şekilde gösterir. İşte bu pasif yolla dışa vurulan öfke biçimlerinden biri de küsme davranışıdır.

Küsme, fark edilmesi zor ama yıkıcı sonuçları olan bir öfke gösterme biçimidir. Şiddetli tartışmalar ya da kavga olmadan ortaya çıkan küsme, her iki tarafın da psikolojik sağlığını olumsuz etkileyen, yıkıcı bir iletişim kopukluğudur. Küsme davranışı pekiştikçe, somurtma, surat asma gibi diğer pasif-agresif davranışlar da artabilir 

Eşimle küstük ama bu bir pasif-agresif küsme

Küsme, dışarıdan bakınca sadece bir kırgınlık gibi görünebilir. Ama aslında insanın içinde yaşadığı daha derin duyguların bir sonucudur. Küsme eğiliminde olan kişiler, öfkelerinin nedenleri hakkında açıkça konuşmaktan kaçınırlar. Kişiler genellikle kendi öfkelerinin sebeplerini çok net bildiklerini düşünürler ve karşı tarafın da bunu kendiliğinden anlamasını beklerler. 

Küsen kişinin amacı, karşı tarafın suçlu hissetmesini sağlayarak kontrolü elinde tutmak da olabilir. Küsme davranışı pasif-agresif bir manipülasyon aracına dönüşebilir.

Küsen kişinin kullandığı küçümseyici dil, ilgisiz beden dili ve umursamaz mimikleri, aslında içsel öfkesini pasif-agresif biçimde dışa vurma stratejisidir.

Küsme Davranışını Tetikleyen Durumlar 

  • Güç veya statü kaybı yaşamak,
  • Başkalarının davranışları ya da ihmalinden dolayı hayal kırıklığına uğramak,
  • Gereken saygıyı görmediğini düşünmek,
  • Haksızlığa uğradığını hissetmek,
  • İtibarının zarar gördüğünü algılamak 

Bununla birlikte, pasif-agresif kişilerin sıkça başvurduğu savunma mekanizmalarından biri de Freud’un tanımladığı “yer değiştirme”dir. Bu mekanizma, kişinin gerçek öfkesini doğrudan hedefe yöneltmek yerine, daha güvenli ve zayıf hedeflere yönlendirmesi anlamına gelir. Örneğin, iş yerinde yaşanan bir hayal kırıklığını eve dönüp aileye yansıtmak bu duruma örnek olabilir.

Sonuç: Küsme Davranışıyla Baş Etmek

‘’Eşimle küstük’’ diye üzülüyor olabilirsin. Bunun için belki de psikolojik destek almalısınız. Küsme, hem küs olan hem de küsülen kişi üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Bu davranışların süreklilik kazanması, ilişkiye zarar verir.

Bu nedenle, küsme davranışını fark etmek, öfke yönetimi becerilerini geliştirmek ve gerektiğinde psikolojik destek almak oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki, bu tür davranışlar uzun süre devam ederse profesyonel yardım almak faydalı olacaktır.

Küsmeyin, öfkeyi veya kırgınlığı dile getirmeyi psikoterapi sayesinde öğrenin.

Şefkatle kalın

Klinik psikolog Dolunay Zümrüt Çetin.

 

Nişantaşı-Şişli/İSTANBUL

Randevu; 0 542 593 67 58

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir