Kimler daha çok aldatır? Erkekler Neden aldatır?

Kimler daha çok aldatır? Kimler neden aldatır? Aldatılan kişi, hangi duygusal süreçlerden geçer? Aldatma affedilmeli mi? Aldatma ile ilgili her şeyi bu yazıda konuşalım.

Aldatılmak, bireyin ruhsal bütünlüğünü zedeler, ilişkideki güveni yıkar ve çoğu zaman ilişkilerin bitmesine sebep olur. Güven, ilişkilerin temel yapı taşıdır. Güvenin sarsılması, çoğu zaman kişide duygusal çöküntüye neden olur.

Aldatma Nedir? Sadece Fiziksel Yakınlık Mı Aldatma Sayılır?

Aldatma, çoğu kişi tarafından sadece cinsel birliktelik gibi algılanıyor. Halbuki aldatma aslında çok daha geniş bir kavram. Flört etmek, gizlice mesajlaşmak, duygusal bağ kurmak ya da sosyal medya üzerinden kurulan samimi ilişkiler de bir tür sadakatsizliktir. Aldatma; sadece evliliklerde değil, sevgililik ya da nişanlılık gibi tüm romantik ilişkilerde geçerli bir kavramdır. Kişinin duygusal ya da fiziksel ihtiyaçlarını, partneri dışındaki biriyle karşılaması, aldatma olarak değerlendirilir.

Erkekler Neden Aldatır, Kadınlar Neden Aldatır?

Kadınlar, genellikle duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığını düşündüklerinde, sadakatsizliğe yönelebiliyorlar. Duygusal ihmal, değersizlik hissi ya da ilgisizlik, kadınları partnerleri dışında bir başkasına yönlendirebiliyor. 

Erkekler ise duygusal bir bağ kurmadan, sadece cinsel dürtüyle hareket ederek, aldatabiliyorlar. Dürtüsel davranıp sonuçlarını düşünmeden anlık istekleriyle hareket edebiliyorlar. Bunun yanında her iki cins için de duygusal bir bağ kurarak da aldatma söz konusu olabilir elbette.

Duygusal Aldatma Kadınları, Fiziksel Aldatma Erkekleri Daha Fazla Etkiliyor

Cinsiyetler arasında aldatma algısı da farklılık gösterebilir. Kadınlar, partnerlerinin duygusal olarak başka birine bağlanmasını daha büyük bir ihanet olarak görürler. Bir erkek “Aşık oldum.” dediğinde bu, kadın için ilişkinin sonu olabilir.

Erkekler ise çoğunlukla fiziksel sadakatsizliğe daha fazla tepki verir. Kadının başka biriyle cinsel birliktelik yaşaması, duygusal bağ kurmasından çok daha büyük bir kriz yaratabilir.

Aldatılan Kişinin Psikolojisi: Yas Süreci, Suçluluk ve Değersizlik Hissi

Aldatılmak, birçok kişi için acılı bir yas sürecine neden olur. Güvendiği bir insan tarafından hayal kırıklığına uğramak, bireyde değersizlik, öfke, inkâr ve depresyon gibi yoğun duygulara sebep olabilir. Bu süreçte kişi, adeta sevdiği biri vefat etmiş gibi hissedebilir. Aldatılan birey, bazen kendini suçlama eğilimi gösterir. Ancak bu, doğru değildir.

Aldatmanın nedeni çoğu zaman aldatan kişinin psikolojik yapısı ve ilişkiye bakış açısıyla ilgilidir.

Affetmeli Miyim? İlişkiyi Kurtarmak Mümkün Mü?

Aldatmanın ardından ilişki devam etmeli mi, yoksa ilişkiyi bitirmeli mi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişir. İlişkinin genel dinamiği, partnerlerin ilişkiye verdiği değer, yaşanan aldatmanın türü (duygusal mı fiziksel mi), bağlanma şekilleri ve kişinin affetmeye olan isteği, bu kararda belirleyici olur.

Bazı çiftler aldatmayı bir uyarı sinyali olarak algılayıp ilişkiyi daha sağlıklı bir hale getirmek için çaba gösterebilir. Ancak bazı aldatmalar çok daha yıkıcı olabilir ve ilişkiyi sürdürülemeyecek noktaya getirebilir.

Bu noktada çift terapisi ya da bireysel psikolojik destek almak oldukça faydalı olabilir. Seanslar ilerledikçe taraflar kendi duygularını daha net anlayabilir ve doğru kararlar verebilirler.

Affetmiş Gibi Görünmek

Aldatılan kişi bazen ilişkiyi sürdürebilmek için affettiğini söylese de içinde intikam duygusu taşıyabilir.

Aldatmayı sindirmek kolay değildir.

Bağlanma Stili ve Aldatma İlişkisi

Şimdi beraber bağlanma stillerine bakalım,  aldatma davranışı neye göre şekilleniyor birlikte keşfedelim.

Çocuklukta şekillenen bağlanma stilleri, yetişkinlikteki ilişkileri doğrudan etkiler. Psikolog John Bowlby’nin kuramına göre bireyler şu dört bağlanma modelinden biriyle ilişki kurar:

  • Güvenli bağlanma: Kendine ve başkalarına güven duyan, sağlıklı ilişkiler kurabilen kişiler.
  • Kaçınan bağlanma: Yakın ilişkilerden uzak duran, güven sorunları yaşayan bireyler.
  • Kaygılı bağlanma: Hem kendine hem başkasına güvenemeyen, sürekli terk edilme korkusu taşıyan kişiler.
  • Saplantılı bağlanma: Aşırı bağlılık gösteren, kendini değersiz hisseden, kabul görmek için fazla çaba harcayan bireyler.

Kimler Daha Çok Aldatır?

Özellikle kaçınan ve saplantılı bağlanma tarzına sahip bireylerde aldatma eğilimi daha yüksek olabilir. Kişilik özellikleri (narsistik, antisosyal, borderline gibi) de bu davranışlara zemin hazırlayabilir.

 

Erkeklerde aldatma davranışı, yüzeyde sadece bir sadakatsizlik ya da cinsel doyum arayışı gibi görünse de, derinlerde çok daha karmaşık bilinçdışı dinamiklerin, çocukluk deneyimlerinin yansımasıdır.

Bu bağlamda, erkeklerin neden daha çok aldattığını ya da aldatmaya eğilimli olduğunu, birkaç temel başlıkta inceleyelim. Hadi gelin şimdi biraz da akademik bakalım bu konuya.

🔍 1. Ödipal Dönem ve Baba Figürüyle İlişki

  • Erkek çocuk, 3-6 yaş arasında annesine karşı cinsel bir arzu ve babasına karşı kıskançlık duyar (Ödipal çatışma). Bu her erkek çocukta görülür.
  • Bu çatışma sağlıklı çözümlenmelidir. Eğer sağlıklı çözülmezse, erkek çocuk ilerleyen yaşlarda hâlâ bilinçdışı düzeyde romantik ilişkisinde huzurlu hissedemez.
  • Partner ile kurulan bağ, anneyle özdeşleştirildiğinde, erkek farklı kadınlarla ilişkiye girerek bu “bağı bozma” ihtiyacı hissedebilir.

🧠 2. Narsistik Beslenme İhtiyacı

  • Aldatan kişi, eksik benlik gelişimi nedeniyle dışarıdan gelen onay, beğeni ve hayranlıkla kendini var etmeye çalışabilir.
  • Bu durumda erkekler için aldatma, sadece cinsellikle bağlantılı değil, aynı zamanda benlik değerini artırmaya yönelik bir davranıştır.
  • “Hâlâ isteniyorum, hâlâ çekiciyim” duygusu, aldatma yoluyla tatmin edilir. Yani aldatma bir araç haline gelir.
  • Özellikle başarı odaklı, dışarıdan güçlü ama içeride kırılgan benlik yapısına sahip kişiler, daha fazla aldatma potansiyeline sahip.

👶 3. Annesiyle Aşırı Yakın/Duygusal İhmal Yaşamış Erkekler

  • Eğer bir erkek çocuk, annesiyle aşırı simbiyotik (iç içe) bir ilişki yaşamışsa ya da tam tersine duygusal ihmal yaşamışsa, ileriki yıllarda yakınlık kurmakta zorlanır.
  • Partneriyle duygusal olarak yakınlaştığında, bu yakınlık ona çocukluğundaki annesiyle olan boğucu ilişkisini, hatırlatabilir. Bu durum bilinçdışı düzeyde, onu rahatsız eder.
  • Bu durumda, erkek, aldatma yoluyla ilişkideki derinliği bozar. Bu derinliği bozarak kontrolü tekrar ele almış gibi hisseder.

🚪 4. Kadını “Madonna – Fahişe” Ayrımında Görmek

  • Erkeklerde sıkça görülen bir savunma mekanizması, partneri ya idealize etme (Madonna)ya da cinselleştirme (fahişe) ikilemine yerleştirmektir.
  • Uzun süreli ilişkideki kadın genellikle “temiz”, “saygı duyulan”, “annelik yapan” figürdür.
  • Cinsellik ise bu temiz figürle bağdaşmaz hâle gelir. Erkek, cinselliği dışarıda yaşamak ister.
  • Aldatma, kadına yönelik ambivalansın (ikircikli duyguların) bir dışavurumudur.

🧱 5. Bilinçdışı Kastrasyon Korkusu

  • Freud’a göre erkek çocuk, babasından korkarak annesine duyduğu arzudan vazgeçer. Bu korku, bilinçdışı bir şekilde “kastrasyon anksiyetesi” olarak gelişir.
  • Bazı erkeklerde bu korku çözülmeden kalır ve cinsellik hâlâ tehlikeli, yasaklı bir alan olarak görülür.
  • Aldatma ise bu yasak alanı çiğnemenin bir yolu, haline gelir.

🔄 6. Tekrarlama Zorlanımı

  • Tekrarlama zorlanımı, bireyin geçmişte yaşadığı travmaları ya da çözümlenememiş durumları bugünkü ilişkilerde bilinçdışı olarak tekrar etmesidir.
  • Örneğin, bir erkek çocuk annesi tarafından terk edildiyse ya da sevgi görmediyse, bu duyguyu yeniden yaratmak için aldatma yoluyla kendi ilişkisini sabote edebilir. Böylece erkek, tanıdık acıyla tekrar yüz yüze gelmiş olur.

Sonuç: Aldatma Sizi Tanımlamaz, Aldatanın Seçimidir

Unutmayın, aldatılmak sizin değerinizi belirlemez. Bu, partnerinizin psikolojik yapısı, bağlanma biçimi ve ilişkiye yaklaşımıyla ilgilidir. Kendinizi suçlamayın. Bu tür bir travmayla başa çıkarken yalnız kalmayın. Gerekiyorsa profesyonel destek alın.

İlişkinizi bitirme ya da devam ettirme kararını ise öfkeliyken ya da panik anında değil, sağlıklı bir ruh hali içinde vermeniz en doğrusudur. Her koşulda, kendi duygularınıza ve ihtiyaçlarınıza kulak verin.

Şefkatle kalın.

 

Klinik psikolog Dolunay Zümrüt Çetin

Nişantaşı-Şişli/İstanbul 

Randevu; 0 542 593 67 58

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir